" Başbakan Süleyman Demirel iktidarında hem korkusuz ve hem de baktığımızda sanki bedava yaşıyorduk.
Bir tek maaşımızla ev aldık, araba aldık, çocuklarımızları okututuk ve evlendirdik" diyor
Evet Demokratlar bu yokluk ve yoksulluk içinde kıvranan ülkeyi kıt kanaat kaynaklarla Edirne'den Kars 'a kadar maddi ve manevi eserlerle donatı millete aş ve iş imkanlarını sağlayarak derin yoksulluğu ortadan kaldırdı ve orta direği meydana getirdi ve herkes korkusuz hakkından emin bir şekilde yaşadı.
Gazeteci Sayın Uğur Dündar bir Arena Programında Süleyman Demirel için şunları diyordu" Geçmişte Demirel ' e çok eleştiride bulunurduk.
Belli etmesede, onu fazlasıyla kızdırdığımızı düşünüyordük.
Bir gün fırsatını bulup sordum: Efendim, bize kızıyorsunuzdır her halde?.
Şu meâlde cevap verdi: Kardeşim, ben size niye kızayım ki..
Ben vazifemi yapıyorum, sizde kendi vazifenizi yapıyorsunuz.
Demokrasi dediğimiz şey, bunun böyle olmasını icap ettiriyor.
Benim gazetecileri, yazarları mahkemeye verdiğimi, onların aleyhinde dâvâ açtığımı hiç gördünüzmü? .
Benim kendi yakınlarımı hukuk karşısında koruyup koladığıma şahit oldunuz mu hiç.
Ayrıca, ben devletin kuvvetini muhalif fikirde olanların aleyhinde hiç kullanmadım " diyor
Yasaksız ve konuşan Türkiye... Onun bir hürriyet çığlığı idi.
Darbeler ve aradönemlerde koltuğu zorla elinden alınınca hep demokrasiye içerisinde millete inandı Demir asa demir çarık dere tepe gezdi.
Hürriyeti demokrasiyi sandığın önemini anlattı.
" Devletin kör kuruşu varsa; işte yakam; gelin, yapışın lakin millete hizmette beni neden alıkoydunuz" diyordu.
Süleyman Demirel ' ın Avukatı Yaşar Topçu anlatıyor:
"Parti'de Özel kalem müdürü Talat Bey Demirel ' ın beni çağırdığını illeti, gittim" Önemli bir şey varmı? diye sordu.
Bende " Önemli bir şey değil, ama sadece bilgi arz etmek istiyorum.
Antalya'nın bir ilçesinde Vatandaşın birisi kahvehanede size hakkarette bulunmuş ağır - galiz sözler söylemiş.
Vatandaşı tutuklamışlar.
Mahkeme sikayetçimisiniz diye soruyor" diye durumu kendisine açtım.
Demirel, " Bu hâkim ve savcı arkadaşlar da bazen kantarın topuzunu kaçırıyorlar.
" Başbakan'a hakkaret etti " diye bir vatandaş tutuklanır mı? Biz burada oturuyoruz haberimiz olmuyor.
Yaptığımız uygulamalarla kim bilir nasıl bunaltıkki canını sıkmışız ki bize galiz küfürler etmiş " dedi
Ve bana dönerek, " Hemen Antalya ' ya, O ilçeye git ve O vatandaşı hapisten çıkar, tahliye et gel.
Sevaba girersin. Durup dururken bir ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez, yaptığımız işler kim bilir adamın ne kadar canını sıkmışız, nasıl bunalmış ki adam sövmüş! " dedi.
Arabamla - eşimi de alarak - Antalya ' ya gittim.
Mahkemeye gidip Asliye Ceza Hâkimine, dâvâya müdahale kabulünü rica ettim; " Sanığın tahliyesini talep ediyoruz.
Müvekkilim Başbakan Demirel bana, bir ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez.
Biz kim bilir adamı ne kadar bunaltık ki, küfretti " dedim.
Hâkim şaşırdı, duruşmaya ara verdi.
Cübbe ile bekliyorum, beni özel görüşmeye çağırdılar, savcı da içerdeydi.
Hâkim, " Kusura bakmayın bu Demirel nasıl bir adam? Gazeteler temamen tersini yazıyor.
Bu kadar hoşgörüllü, geniş gönüllü insanı biz ne kadar yanlış tanımışsız " diye hatırlandı.
Duruşmaya çıktık.
Sanığın tahliyesine karar verildi.
" Hâkim, sanığa dönerek, " Demirel yok, ama Avukatı var, elini öp" dedi.
Sanık, " Hâkim Bey, bu bana hayatımın en ağır cezâsı.
Avukatını beni tahliye için gönderen bir insana dilim kopsaydı da böyle bir adama hakaret etmeseydim.
Eli ne kelime, ayağını da öpeceğim " diye pişmanlığını tekrarladı.
Süleyman Demirel" Meydanlar hür, sokaklar hür, parlamento hür, gazete sütünları hür, tv ekranları herkese ve insanlar bir şey söyleyeceği zaman etrafına bakunmıyorsa, ülkenin sorunları demokratik ortam içinde tartışılarak çözülür " diyor du işte DEMOKRAT PARTİ VE DEMOKRATLAR KADROLAR Bunun için yeniden genç ve cesur genel başkanı Sayın Gültekin Uysal etrafında kenetlenerek iktidara taşımalı.
Mustafa Polat Şanlıurfa Demokrat parti il başkanı