Ancak her milletin tarihinde bir dönüm noktası vardır. Türkiye için bu tarih, 14 Mayıs 1950’dir. İlk kez iktidar, şiddete başvurulmadan ve seçim yoluyla el değiştirmiştir. Bu nedenle 14 Mayıs, Türkiye’de demokrasinin doğum tarihi kabul edilmelidir.

II. Dünya Savaşı’nın ardından dünyada diktatörlükler sona ererken, Türkiye'de de iç ve dış baskılar artmış, değişim kaçınılmaz hale gelmiştir. CHP içinde Adnan Menderes, Celal Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan gibi isimler "Dörtlü Takrir" ile anti-demokratik uygulamalara karşı çıkmış; ancak bu çıkış, baskı ve ihraçla sonuçlanmıştır.

Millet, hür ve adil seçimlere, liyakate dayalı bir yönetim sistemine susamıştı. Bu özlemin sonucu olarak 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti kuruldu. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde yüzde 53 oy alarak 416 milletvekili çıkaran DP, tek parti iktidarını sona erdirerek Türkiye'de yeni bir dönemi başlattı.

DP döneminde tarımda traktör kullanımı arttı, üretim yükseldi. Eğitim, sağlık, sanayi ve ulaştırmada önemli adımlar atıldı. Samet Ağaoğlu’nun ve Mükerrem Sarol’un anılarında anlatılan o günün heyecanı, halkın değişimi nasıl sahiplendiğini gözler önüne serer.

Ancak bu beyaz devrim, 1960 darbesiyle sona erdi. Başbakan Adnan Menderes’in idamı, Türk demokrasisine kara bir leke olarak geçti. Darbelerin “hürriyet” getirdiği savunulurken, milletin iradesi ayaklar altına alındı.

14 Mayıs, yalnızca bir seçim tarihi değil, milletin iradesinin tecelli ettiği, demokrasinin gerçek anlamda başladığı gündür. Demokrat Parti, Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Demokrat misyon, halkın gönlünde daima özel bir yere sahip olacaktır.

14 Mayıs Demokrasi Bayramı kutlu olsun.

Mustafa Polat
Şanlıurfa Demokrat Parti İl Başkanı