Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul ' un Fethinden sonra Umumî bir af ilan etmiş ve Bizanslı Mahkumları serbest bırakmıştı.
Fakat iki Filozof Papaz " yer üstündeki adaletsizliği ve hukuksuzluğu görüp yaşamaktansa yer altını yer üstüne tercih edeceğiz" diyerek yer üstüne çıkmayı red etmişler.
Durum Fatihe intikal ediliyor  Sultan Fatih bu iki papazı durumu öğrenmek ve cezalarının sebebini öğrenmek için huzuruna çağırıyor .
Papazlar " Biz Bizans ' ın en ileri gelen Papazları idik.
Kralın yüzünden işkencelerin den, yaptığı rezelet ve sefâhatten dolayı kendisini îkaz ettik.
Âkibetinin kötü, yıkılışının yakın olduğunu söyledik. O da bu ikazımıza kızarak bizi zindana attı " dediler.
Fatih Sultan Mehmet Han, Dünyaya kahreden bu iki papaza şöyle dedi;  " O halde size bir teklifim var: sizler islâm adaletinin tatbik edildiği memleketimizi gezin Müslüman Hakimlerin ve Müslüman halkın davalarını dinleyin.
Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz dönüp bana bildirin. Ve sizde evvel ki kararınız gereğince uzlete çekilerek hayatta küsmekte haklı olduğunuzu ispat edersiniz " der
İki Papaz bu teklifi kabul eder.
Aldıkları özel bir izinle Müslümanların idaresinde olan şehir ve kasabaları gezmek için yola çıkarlar.
Sabah ' ın erken saatinde bir bakkala giderek bir şeyler almak istediler.
Bakkal onlara;  " Ben siftah yaptım, siftah yapmayan komşumdan alın! " der papazlar bu kardeşlik ruhuna şaşırırlar.
Tetiklerine devam ettiler en karabalık, en ıssız yerlere kadar gittiler, her tarafı dolaştılar, herkesle sohbet ettiler fazilletten başka bir şeyle karşılaşmadılar.
Bir Çarşıya girdiklerinde o sırada ezan okunuyordu esnaf dükkanını kitlemeden camiye gidiyordu.
Hiç kimse başkasına haset etmiyor ve kıskançlık besleniyordü.
Sanki herkes birbirinin teminatı altında idi.
Kimse kimsenin hakkını yemiyor, birbirini kırmıyordu.
Kimse kul hakkıyla kıyafet günü Mevlana ' nın huzuruna çıkmak istemiyordu.
Papazlar bu hâlleri görüp şaşkına döndüler.
Kaç şehir dolaştıkları halde mahkemeler de ağır cezalık bir davaya rastlamadılar.
Hırsızlık, katil, ırza tecavüz, dolandırıcılık, âdete meçhul ' du " 
Bir mahkeme onların dikkatini çekti hayret içinde kaldılar.
Kadı efendiye bir davacı ve davalı gelmişti .
Dâvâcı şöyle bir mesele arz etti" Efendim, Bendeniz bu din kardeşimin tarlasını sattın aldım.
Ekin için çift sürerken, orada altın dolu bir küpe rastladım.
Küpü alıp tarlasını satın aldığım bu kardeşime götürdüm; " Buyur, bu senindir; al" dedim O da ; 
" Ben bu tarlayı alt ve üstü ile sattım!... Artık bana helal olmaz!..." kabul etmedi.
Halbuki toprağın altında bu küpün çıkacağını bilse satmazdı". 
Kadı öbür kişiye söz verdi. O da; " Durum aynen kardeşimin arz ettiği gibi vâkî oldu fakat; ben o tarlayı satınca, altı ve üstü hepsi içine girer düşüncesindeyim. Nasıl üstündeki mahsül ' den bir hakkım yoksa altındakindede öyledir."  dedi
Papazların hayretle takip ettikleri bu durum Kadı efendi için tabiî bir, hadise idi .
İslam ' ı hakkıyla yaşayan bir toplum için bu, en tabiî bir haldı.
Kadı bu iki gerçek müslüman insan arasında güçlük çekmedi.
Birinin Salih bir oğlu, diğerinin de Salih bir kızı olduğunu öğrenince ikisine aracı oldu tarafların rızası ile bu iki gencin nikahlarını kıydı o küp altını da onların düğün ve çeyizlerine sarf etti. 
Yine Bir mahkemeye gidiyorlar bir müslüman bir diğer Müslüman dan çok pahalı bir at almış ve atıda sağlam diye almış atı eve götürüyor akşam at hasta çıkıyor. 
Acele atın eski sahibine gidiyor durumu anlatıyor atın eski sahibi attı geri almıyor ' Ben attı sana verirken sağlamdı senin yanında hasta olmuş ben geri almam " diyor.
Atı alan kişi kadıya koşuyor kadı' yı yerinde olmayınca tekrar atın yanına koşuyor ve bakıyor ki at ölmüş.
Sabah durumu Kadı ' ya anlatınca kadı " senin atının ölümüne ve mağduriyetine ben sebep oldum eğer ben sabah görevimin başında olsaydım bu mağduryetini giderirdim bu Hadise başına gelmezdi" der ve at sahibine aldığı atın parasını verir.
Papazlar bütün bunları gezip gördükten sonra hava kararırken kızlarını bir medreseye gönderirler kızlar , kendilerine öğretildiği üzere kapıyı açan gençlere; " Hava karardı, yolumuzu kaybettik bizi bu gece misafir edermisiniz?... çaresizziz" dediler.
Talebeler düşünüp taşındılar nihayet kendi odalarını bu iki kıza verdikten araya bir perde gerip mangal başında sabahladılar.
Sabahlayin de kızları yolcu ettiler.
Papazlar merakla gecenin nasıl geçtiğini kızlarına sordular.
Onlar da olan hadiseyi şöyle anlatılır " Kendi yerlerini bize terk ettiler, kendileri odanın ucuna çekildiler orada ki mangal ateşini ellerine alıp bırakıyorlar, bir birlerine dehşetle; Rabbimmiz bizleri cehannem azabından korusun!.. Bizleri, ânı istikballe değiştiren ahmaklardan eylemesin!.." diyorlardı.
" Bizlere dönüp bakmıyorlar dı bile.." 
Papazlar bu uzun tetkik ve teftişten sonra izin alıp Fatih ' ın huzuruna çıktılar.
Müşahedelerini bir bir arz ettiler ve " Bu Millet ve Devlet böyle giderse kıyâmete kadar devam eder.
Böyle bir ahlak ve yaşayışa sahip olan insanların dini, elbette hak dindir " diyerek Kelime - i şahadet getirip Müslüm oldular.
"Bundan böyle bizim için yer üstü yer altından daha hayırlıdır" dediler.
Gençliklerinde ve muhalefette iken hep Fatih Sultan Mehmet Han' ı idol alıyorlardı ve halen her yıl Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u feth ettiği fetih yıl dönümünü kutluyorlar fakat İktidara geldiğinde hiç bir yerde adalet hak hukuk kalmadı, kendilerinden olmayana baskı, kayırma, hapis, zulüm.
Zinayı serbest ettiler ailenin altına dinamit sokuldu ahlak diye bir şey kalmadı, güven Yok oldu milleti dolandıran dolandırana cezalar caydırıcı değil yapanın yanına her şey kar kalıyor.
Adete ülke Fatih ' in Istanbul fetih ederken zindanda çıkmak istemeyen iki papazın anlattığı Bizans imparatorluğu dönemine dönmüştür.
Dilerim inşallah akıllarını başlarına alırlar ve bu asil millete bundan sonra huzur ve mutluluk getirmesine yardımcı olurlar ve Biz geçmişte ne çileler ve sıkıntılar çektik bu asil millet sayesinde dünyanın hiç bir yerinde olmayan şekilde luküs ve şatafat için de yarıyoruz bunların çoğu da acınacak halde yarıyor biz daha bunlardan ne istiyoruz anlayışına gelirler.
Mustafa Polat Şanlıurfa Demokrat parti il başkanı