Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Bu gün, her yıl dünyanın dört bir yanında şiddetin kurbanı olan milyonlarca kadın için farkındalık yaratmayı ve mücadele çağrısı yapmayı amaçlıyor. Ancak bu mücadelenin sadece bir günle sınırlı olmadığını anlamamız gerekiyor; kadınların yaşadığı şiddet, her gün yeniden üretilen toplumsal bir yara.
Türkiye’de hemen her gün bir kadının cinayete kurban gittiği haberlerini okuyoruz. Ancak kadınlara yönelik şiddet yalnızca fiziksel değil; ekonomik, psikolojik ve cinsel şiddet gibi farklı biçimlerde de varlığını sürdürüyor. Bugün, şiddet mağduru kadınlara nasıl yardımcı olabileceğimizi ve bu sorunun çözümü için ne yapmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum
Şiddet Mağduru Kadınların Yaşadığı Zorluklar
Nelerdir
Şiddet mağduru bir kadın genellikle çaresizliğin, korkunun ve umutsuzluğun içine hapsolur. Çoğu zaman, ekonomik bağımsızlıkları olmadığı için şiddet ortamından çıkamazlar. “Aman yuvanı yıkma” diyen aile büyükleri, toplumun baskıcı bakış açısı ve adalet sistemindeki yetersizlikler, kadınları şiddet ortamında kalmaya zorlar.
Bu kadınların birçoğu, şiddet ortamından kaçtıklarında bile hayatlarını yeniden kurmakta zorlanır. Sığınma evleri yetersizdir, hukuki süreçler zaman alır ve toplumdan yeterince destek göremezler. Çocuklarıyla birlikte yaşam mücadelesi veren bu kadınlar, çoğu zaman yalnız bırakılır.
Şiddetin Kökenleri: Neden Bu Sorun Bitmiyor?
Kadına yönelik şiddet, bireysel bir davranış değil; toplumsal bir sorundur.
• Ataerkil Zihniyet: Kadını erkeğin malı ya da kontrolü altında bir birey olarak gören zihniyet, şiddetin temel nedenlerinden biridir.
• Eğitim Eksikliği: Çocuklukta başlayan yanlış değerler ve cinsiyetçi öğretiler, bireyleri şiddete yatkın hale getirir.
• Hukuki Eksiklikler: Yasal düzenlemeler olsa bile uygulanmadığında caydırıcı olmaktan çıkar.
• Ekonomik Nedenler: Kadınların ekonomik bağımsızlığa sahip olmaması, şiddeti kabullenmelerine neden olur.
• Medyadaki Rol: Şiddeti meşrulaştıran ya da normalleştiren söylemler, toplumu olumsuz etkiler.
Şiddeti Önlemek İçin Çözüm Önerileri
Kadına yönelik şiddetle mücadelede bireysel ve toplumsal düzeyde yapılabilecekler:
1. Güçlü Hukuki Düzenlemeler ve Uygulamalar
• 6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanması.
• Elektronik kelepçe ve uzaklaştırma kararlarının daha sıkı denetimi.
• Şiddet faillerine yönelik daha caydırıcı cezalar.
2. Kadın Sığınma Evlerinin Artırılması
• Sığınma evlerinin kapasitesinin artırılması ve erişilebilir hale getirilmesi.
• Kadınlara uzun vadeli rehabilitasyon desteği verilmesi.
3. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları
• Çocuklara küçük yaşlardan itibaren cinsiyet eşitliği eğitimi verilmesi.
• Medyanın dilini ve mesajlarını dönüştürerek şiddeti özendiren içeriklerin önlenmesi.
4. Ekonomik Destek ve Kadın İstihdamı
• Şiddet mağduru kadınlara iş bulma desteği verilmesi.
• Kadınların girişimcilik projelerine finansal destek sağlanması.
5. Toplumda Erkeklerin Katılımı
• Erkeklere yönelik farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi.
• Şiddet karşıtı rol model olan erkeklerin hikâyelerinin paylaşılması.
Bir Umut Çağrısı: Kadınlar Yalnız Değil
25 Kasım, sadece bir farkındalık günü değil, aynı zamanda kadınlara destek olma günüdür. Şiddet mağduru bir kadının hayatını değiştirmek, bir insanın hayatını kurtarmak demektir. Her kadın güçlüdür; onların yalnız olmadıklarını hissettirmek için hepimizin sorumluluğu var.
Kadına yönelik şiddetin olmadığı bir toplum inşa etmek hayal değil. Bu, kadınların özgürce yaşayabildiği, adaletin sağlandığı, dayanışmanın güçlü olduğu bir dünya hayalidir. O dünyayı yaratmak bizim elimizde. Şiddet gören kadınlar yalnız değil; biz varız, hep birlikte daha güçlü olabiliriz.