Kurban Bayramı yaklaştı sevgili okuyucularım…

Şanlıurfa’nın o sıcacık yaz güneşinde, sabah ezanıyla birlikte uyanan bir şehir hayal edin. Komşunun kapısını çalıp “Bayramınız mübarek olsun” demek, bir tabak et verip “Sizin de payınız var” diyebilmek ne kadar da güzel, değil mi? Ama artık çoğu evde o coşku yok. Bir zamanlar çocukların sevinçle uyandığı, yaşlıların gözyaşıyla baktığı o bayram sabahları, artık sessizliğe bürünüyor. Neden mi? Çünkü bu bayram, ne yazık ki etrafımızda bayram değil; dert var, yokluk var, savaş var.

Eskiden Bayram Başkaydı

Hatırlar mısınız? Bayram sabahları herkes en güzel giysilerini giyer, çocuklar el öpmek için sıraya girerdi. Sokaklarda sevinç vardı, evlerde kurban eti değil, bereket dolaşırdı. Şimdi ise pazarda kurbanlık fiyatlarını duyan, başını önüne eğiyor. “Biz bu yıl kesemeyeceğiz” diyor. Alışveriş torbaları hafif, yüzler düşünceli… Çocuklar yine bayramlık istiyor ama annelerin babaların eli boş. Bu nasıl bayram?

Bayramlar, gönülden gelenle güzeldir. Ama gönüller bugünlerde yorgun. Ekonomik zorluklar insanların sadece cüzdanını değil, yüreğini de daraltıyor.

Savaşın Gölgesinde Bir Bayram

Ve sadece biz değiliz bu burukluğu yaşayan. Filistin’de, Gazze’de, Yemen’de, Suriye’de bir çocuk kurban bayramına değil, bombardımana uyanıyor. Onlar için bayram, bir çadırda sessizce edilen dua. Etten, ikramdan geçtim; hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bayram sadece takvimde, ama onların hayatında hâlâ kara bir gün.

İslam coğrafyasının dört bir yanında gözyaşı varken, biz burada huzur içinde et keserken biraz da utanıyoruz aslında. Bayram dediğimiz şeyin anlamı sadece kurban değil ki… Bayram; barıştır, kardeşliktir, insanca yaşamdır.

Kurbanın Gerçek Ruhu

Kurban Bayramı sadece hayvan kesmek değildir. Asıl kurban, bencilliğimizi, duyarsızlığımızı, konforumuzu feda edebildiğimizde başlar. Komşusunu unutanın kestiği kurban ne işe yarar? Ya da yoksul bir çocuğun bayramlık hasretini görmezden gelenin, et dolu poşetlerle övünmesi ne kadar samimi olur?

Bugün bir kurban kesemiyorsan üzülme. Ama bir gönül kazanabiliyorsan, işte en kıymetli kurban odur. Bir çocuk sevindirebiliyorsan, bir yaşlıyı ziyaret edebiliyorsan, işte bayram odur.

Bayramı Bayram Gibi Yaşamak İçin

Bu bayram; gösteriş için değil, vicdan için bir şeyler yapalım. Et değil, umut dağıtalım. Payımıza düşen bir tebessümse, onu paylaşalım. Bir mendile sarılı şekerle bile olsa bir çocuğun kalbine dokunalım. Çünkü bayramı güzel yapan; mal değil, halden anlamaktır.

Evet, kurban kesmek sünnettir. Ama unutmamak gerekir ki, kalpleri kırmamak farzdır.

Bayramınız mübarek olsun kıymetli okuyucularım. Gönlünüz bayram, sofranız bereket, eviniz huzur dolsun. Bu yıl kurban etini değil, sevgiyi, kardeşliği, umudu paylaşalım. Belki de en çok ihtiyacımız olan budur…
Nurcan Huyelmas