Kurban Bayramı geldi geçti... Her yıl olduğu gibi bu bayram da nice güzelliğe, nice burukluğa tanıklık ettik. Küskünler barıştı, gönüller alındı. Kurbanlar kesildi, dualar edildi. İbadetler yapıldı, hacca gidenler kutsal topraklardan hacı olarak döndü. Bayram, maneviyatın en derin yaşandığı günlerden biri oldu yine.

Ama ne yazık ki... Yine içimize oturan acılarla, trafik kazalarıyla geçti bu bayram. Her bayramda aynı manzara, aynı acı: Kazalar, ölümler, yaralanmalar... Tüm uyarılara, alınan önlemlere, yapılan denetimlere rağmen can kayıplarının önüne geçilemedi. İçişleri Bakanı’nın çağrıları, trafik polislerinin ve jandarmanın özverili uyarıları maalesef yeterli olmadı. Yine ocaklar söndü, yine analar ağladı.

Bayram demek huzur demek, sevinç demek… Ama biz hâlâ bu güzel günleri kazasız, belasız yaşayamıyoruz. Oysa isterdik ki bu bayramda hiçbir eve ateş düşmesin. Ne ambulans sesleri yükselsin gökyüzüne, ne de siyah haberlerle sarsılsın sabahlar…

Bu bayramda güzel olan şeyler de oldu elbette. Yüzü gülmeyen, etin tadını bilmeyen fakir fukaraya bir lokma da olsa et ulaştı. Mahalle aralarında, köy yollarında hayırseverlerin eliyle kurban eti dağıtıldı. Aç karınlar doydu, dua dolu eller semaya kalktı. Ailesinde sıkıntı yaşayanlara destek verildi, yoksul insanlara el uzatıldı. Herkes gücünün yettiği kadar bir yoksulun sofrasına katkı sundu. Allah yapılan her hayrı kabul etsin.

Ama bayram demek sadece et kesmek değil. Bayram demek gönül almak, dargını barıştırmak, yoksula ulaşmak, çocuğun elinden tutmak, yaşlının hâlini sormaktır. Ve en önemlisi; barışı, kardeşliği, huzuru bayramdan bayrama değil, her gün yaşatmaktır.

Temennimiz; terörün sona erdiği, anaların artık ağlamadığı, insanların birbirini kırmadığı, trafikte daha bilinçli davrandığı bir Türkiye'dir. Umudumuz; daha güzel günlere, daha huzurlu bayramlara uyanmaktır.

Geçmiş bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Nice bayramlara; kazasız, gözyaşsız, barış dolu nice bayramlara...
Saygılarımla,Rabia Uyğur