Bazen bir haber gelir, insanın içini sessizce sarsar. Bugün o haber bana Uğur Gümüş’ün vefatıyla geldi. Yıllarımız, anılarımız, kahkahalarımız bir anda zihnimde canlandı. Otuz yılı aşkın dostluğumuzun ardından, onu kaybetmenin hüznü kelimelere sığmıyor.
Uğur sadece bir dost değildi; aynı zamanda meslektaşım, yol arkadaşım, dert ortağımdı. Gazeteciliğin zorlu yollarında birlikte yürüdük, sonra o Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde memuriyet hayatına geçti. Ama nerede olursa olsun, dürüstlüğünden, delikanlılığından, saf kalbinden hiçbir şey kaybetmedi.
Sessizdi ama derin düşünen bir insandı. Kalbinde kimseye kini yoktu. Kırıldığında bile tebessüm eder, kırmamak için susardı. Kanserle mücadelesi boyunca da o aynı vakur duruşunu korudu.
Uğur Gümüş artık aramızda değil… Ama onun insanlığı, samimiyeti ve dostluğu hep kalacak. Onu her zaman özlemle, saygıyla ve dua ile anacağız.
Mekânın cennet olsun sevgili dostum Uğur.
Işığın bol, yolun aydınlık olsun…
