Ben, 2015 yılında bir ajans haberi yüzünden 2 yıl hapis cezası aldım. Şu an, bu yazıyı okurken, ne yazık ki cezaevinde olacağım. Örgüt propagandası yapmaktan yargılandım ve ceza aldım. Oysa ben gazetecilik yaptığım süre boyunca, ülkem hakkında asla kötüleyici bir yazı yazmadım, hiçbir terör örgütünün propagandasını yapmadım. Tüm terör örgütlerine karşıyım; onlara lanet okuyorum.

Ülkemize karşı silahlı terör örgütlerinin varlığına karşı duyduğum öfkeyi her zaman dile getirdim. Çünkü teröristlerin dini ve inancı yok; insanlık suçu işliyorlar. Ne yazık ki, ben de bu tür eylemlerle itham edildim. Vatanımı, milletimi ve bayrağımı seven bir bireyim. Ancak, böyle bir ithamın ardından örgüt propagandasından ceza aldım ve hapisteyim.

Belki de duygularımı tam olarak anlatamadım. Ama buraya döktüğüm satırlar, içimdeki acıyı ve adalet arayışımı yansıtıyor. Açık cezaevinde geçireceğim bu süre boyunca, hukuk sistemine ve adaletin bir gün yerini bulacağına inanıyorum. Umuyorum ki birileri sesimizi duyar.

Maalesef, yerel gazeteci olduğum için sesimi duyurmakta zorlanıyorum. Gazetecilerin yeri cezaevi değil; bilgisayar başında, ülkenin meselelerini gündeme getiren bir platformda olmalıdır. Bu sorumluluğun, toplumun aydınlatılması ve sorunların üstüne gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Hoşça kalın, sağlıklı kalın dostlar. Bu yazıyla, içimdeki umut ışığını paylaşmak istedim. Bir gün adaletin yerini bulacağına olan inancımı koruyarak, yeniden özgür bir kalem olarak yazmayı umuyorum.