Türkiye’de cezaevleri her zaman tartışma konusu olmuştur. Ama bu kez mesele yalnızca dört duvar arasındaki hayat değil, o duvarların dışında nefes alamayan binlerce ailenin de meselesi. Çünkü yeni bir düzenleme kapıda olabilir. Adalet Bakanı'nın “milletvekillerinin takdirine sunduk” dediği ceza infaz yasası, şimdi TBMM'nin vicdanına teslim edilmiş durumda. Ve bu, sadece bir yasa maddesi değil; bir umut, bir hasret, bir hayata yeniden tutunma talebidir.

 

DEM Parti, bu süreçte dikkat çeken bir adım attı. Ceza infaz düzenlemesiyle ilgili kendi hazırladığı taslağı Adalet Bakanı’na bizzat sundu. Yetmedi; mecliste grubu bulunan tüm partilerle tek tek görüşerek bir diyalog zemini kurmaya çalıştı. Bu girişim, belki de uzun zamandır cezaevindeki insanların sesi olmak için atılmış en ciddi adımlardan biriydi.

 

Peki bu taslak neleri içeriyor? Kimleri kapsayacak? Af mı, infaz indirimi mi, denetimli serbestlik mi? Henüz bu sorulara net cevaplar verilmedi. Ama net olan bir şey var: Türkiye’de binlerce mahkum ve on binlerce mahkum yakını, artık saatleri, günleri değil; sadece bir açıklamayı sayıyor.

 

Cezaevleri sadece suçluların tutulduğu yerler değildir. Aynı zamanda bir toplumun vicdan aynasıdır. O aynaya bugün baktığımızda yorgun anneleri, çaresiz çocukları, umudunu kaybetmiş babaları görüyoruz. Yasaların soğuk diliyle değil, insan odaklı bir yaklaşımla bakmak gerekiyor bu meseleye.

 

Evet, her ceza affedilmez. Evet, adalet yerini bulmalıdır. Ama adalet sadece cezalandırmak değildir. Aynı zamanda topluma yeniden kazandırmak, rehabilite etmek ve umut vermekle de ilgilidir. Bu bağlamda, yapılacak infaz düzenlemesinin “seçim yatırımı” ya da “geçici gündem değişikliği” olarak görülmemesi gerekir.

 

Meclis’in önünde tarihi bir sorumluluk duruyor. Bu sadece partiler arası bir mesele değil; Türkiye’nin hukuka, adalete ve insan haklarına bakışını şekillendirecek bir sınavdır. Kimsenin suçu temize çekilsin demiyoruz. Ama umut, adaletin ayrılmaz bir parçası olsun istiyoruz.

 

Önümüzdeki günlerde TBMM'den bu konuda ciddi adımlar bekleniyor. Ama en çok da bir açıklama... Çünkü içeridekiler kadar dışarıda bekleyenlerin de artık sabrı kalmadı. Cezaevlerinde adil bir infaz düzenlemesi için geç kalmadan bir adım atılmalı. Bu yalnızca bir düzenleme değil, bir toplumun adalet terazisini dengeleme çabasıdır.